Ahmet SAVRAN
Şehit Düştüğü Tarih: 26 Eylül 1999
Şehit Düştüğü Yer: Ankara ULUCANLAR
Hapishanesi
Doğduğu Tarih: 23 Haziran 1967
Doğduğu Yer: Aydın
Mezar Yeri: Umurlu İlçe Mezarlğı, Aydın
26 Eylül 1999'da oligarşinin Ulucanlar
Hapishanesi'ndeki tutsaklara karşı gerçekleştirdiği katliam amaçlı saldırıda,
yoldaşlarıyla birlikte kurşunlara, bombalara karşı kahramanca direnerek şehit
düştü.
Türk milliyetinden Sünni Müslüman inanca sahip,
çiftçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Çocukluğu ve gençliği yoksulluk
içinde geçmiştir. İlkokul günlerinden başlayarak tarlada çalışmaktan simit
satmaya, tuğla işinden marangozluğa kadar birçok işte çalışır.
Orta öğrenimini tamamladığı Aydın'da demokrat bir
çevre içinde bulunması O'nun değişiminin başlangıcı olur. Orta öğrenim
döneminde güreş sporu ile ilgilenmeye başlayan Ahmet, o yıllarda Aydın ilinde
ve Türkiye genelinde birçok birincilik kazanır. 48 kiloda Türkiye birincisi
olur. Liseyi bitirdikten sonra 9 Eylül Üniversitesi'ne bağlı Manisa Spor
Akademisi'ne girer. Burada DEV-GENÇ'lilerle tanışır.
1992 yılında üniversiteden mezun olur. 1994 yılında Denizli'nin Tavas İlçesi'ne
bağlı Konak (Nikfer) Beldesi'nde öğretmenlik yapmaya
başlar. Devrimci düşüncelerinden dolayı sürgünler yaşar. Öğretmenlik yaşamını
Devrimci Memur Hareketi içerisinde sürdürür. 1995 yılında Zonguldak Çatalağzı'na
tayin edilir.
1996 Ölüm Orucu'ndan oldukça etkilenir. Devrimci
görevlerine daha sıkı sarılır. Pratik zekası, atak,
sıcak kanlı, mütevazı kişiliğiyle okulunda ve çevresinde sevilen sayılan bir
kişidir. Devrimci Memur Hareketi içerisinde aktif olarak çalışan Ahmet Savran'ı memur eylemlerinin hemen hepsinde, Ankara Yürüyüşü'nde,
devrimci-demokrat etkinliklerde, eylemlerin örgütleyicisi, neferi ve militanı
olarak görmek mümkündür. Kiminde Eylem Komitesi'nde yer alan, kiminde bildiri
dağıtan, pankart taşıyan, 4-5 Mart Memur Direnişinde olduğu gibi "Sahte
Sendika Yasası'na Hayır" yazılı tişörtü giyerek polis barikatlarını
zorlayanların içindedir. Boş durmayı hiç sevmez. Mutlaka herhangi bir etkinliğin,
eylemin, çalışmanın aktif olarak içerisinde yer alır. Okulunda çocuklara halk
oyunları ve güreş öğreten Ahmet Öğretmen, bir yandan da fotoğraf makinesiyle halkın
yaşamını görüntüler. Tatil dönemlerinde de boş durmaz, memleketi Aydın'da
Parti'nin faaliyetlerine katılır. Nerede mücadele varsa orada olmayı onurlu bir
insan olmanın gereği olarak görür. Bunun bedelleri olacağının da bilincindedir.
1996 Ölüm Orucu Direnişi sırasında Ankara Yüksel Caddesi'nde yapılan oturma
eylemine polis saldırısı sonucu kaburgaları kırılmış, ama bu durum O'nun
mücadele azmini bir milim dahi geriletememiştir. Bu olaydan sonra düzene olan
kini daha da artar.
Zonguldak polisi, O'nu sindirmek ve devrimcilikten
vazgeçirmek amacıyla üzerinde Kurtuluş Gazetesi bulunmasını bahane ederek Mayıs
1999'da gözaltına almak ister. Kurtuluş Gazetesi'nin haklılığına ve meşruluğuna
dayanarak direnince yaka paça zorla arabaya atılarak emniyete götürülür. Bu
O'nun ilk gözaltısıdır. Açlık grevine başlar.
İşkenceye direnir ve polise ifade vermez. Direniş ile başlayan gözaltı
tutsaklıkla sonuçlanır. Düzenin yasalarına göre de Ahmet'in hiçbir suçu yoktur.
Ama polisin talimatıyla tutuklanır. Önce Zonguldak Beycuma
Özel Tip Hapishanesi'ne oradan da Ankara Ulucanlar Hapishanesi'ne gönderilir.
Ahmet, Ulucanlar'da
Parti-Cephe'yi ve devrimi çok daha yakından tanır. Kararlı bir militan olur. Ya
düzende yaşayacak ya da herşeyiyle devrimin olacaktır.
Bunu hapishanede çok daha net görür. O kararını vermiştir.
Katliam günü, 4 aydır tutsak olan Ahmet Savran, oligarşinin saldırısına karşı yoldaşlarıyla birlikte
direnerek direnişin kahramanlarından olur.
Hakkında
Daha Geniş Bilgi İçin...
Yoldaşları, yakınları Ahmet Savranı Anlatıyor: